Toplu Monolog

16 Haziran 2023 0 Yazar: 7edincigün

       Sohbet etmek dünyanın en basit şeyi olsa gerek. Konuş, dinle, cevap ver, fikrini beyan et, tekrar dinle. Bu akışı ahenkle yap ve sohbetin keyfini çıkar. Keyifli bir sohbetin, hayatımızda aradığımız en önemli şey olduğu düşüncesindeyim. Ama gel gelelim bu basit matematiğin toplumun büyük bir kısmında hiç işlemediğini hayatımın bu son – çalışma – evresinde yoğum bunalma ile gözlemliyorum. Size şahit olduğum bir konuşmadan örnek vereceğim. Konuşmanın bir tarafını A diğer tarafını B olarak ele alalım;

       A: Kardeşim dişçilik bitirdi, uzmanlığını kazandı. Çok zor meslek valla.

       B: Öyle, ben de kızımı götürmüştüm bir dişçiye, tel taktırmıştık.

       A: Kardeşim de okurken ne çok şey aldırdı. Okuması da zor, ben yapamam valla, milletim ağız kokusunu mu çekeceğim.

       B: Valla kızım için de çok kez gittik, ne çok para aldı. Diş çok önemli, hem sağlık hem de estetik olarak.

       A: Kardeşim de uzmanlığı bitirip bir kaç arkadaş muayenehane açmayı düşünüyor.

       B: Bizim hoca ünlü bir doçentti. Ama Allah var güzel yaptı dişleri.

       Sohbet bir süre böyle sürdü gitti. İşin garibi taraflar birbirini dinliyormuş gibi kahkaha falan bile attılar arada. En baştan söyleyeyim; bu diyalog değil bu bir savaş. Belki bir satranç bilemiyorum ama sohbet değil. Bu şekilde diyalog kuran bir çok insan gördüm, beni asıl kör kuyulara salan konuşmalar değil, bu konuşmalardan keyif alındığına dair yapılan jestler, mimikler, kahkahalar, canımlar, cicimlerdi. Bu anlara şahit olmak gözlemci için şahane bir deneyim olsa da, zorunlu olarak böyle ortamlarda bulunmak, bunlara maruz kalmak feci şekilde yorucu. Belki de o kadar takmayıp, araya rastgele bir cümle kurup, uzay boşluğuna fırlatmak gerek. Zira dinleyen yok, diyalog zannedilen şey herkesin bir iki laf da ben edeyiminden öte bir şey değil.

       Bu konu hakkında konuştuğum bir arkadaşım, benzer bir durum için kullanılan bir kavramdan bahsetmişti; ‘‘Toplu Monolog” Çocuk gruplarında ortak bir konu olmaksızın her çocuğun farklı şeyler söyleyerek iletişim kurması. Kabaca böyle bir şeydi. Derin bir araştırma yapmadım açıkçası, belki ilerde yapar burada paylaşırım. Ama bu terimi ilk duyduğumda heyecanlandım. Çünkü bu isim şahit olduğum konuşmalara verilebilecek en uygun isimdi: ‘‘Toplu Monolog’’ Bir topluluğun, bir konu hakkında tarafları dinleyip cevap verme olmaksızın, kendi düşüncelerini, anılarını bir sıra eşliğinde değil de bir sohbet havasında söyleme hali. Günün sonunda bu kişiler sosyalleştiklerini zannederler ama bu durum sosyallikten oldukça uzak. Toplumca sohbet diye yaptığımız şey genellikle bu. Ve bu durumun eğitim seviyesiyle bir ilgisi yok. Benim şahit olduklarım genellikle iyi eğitim almış kişiler arasında geçiyordu.

       Konuşma ve anlatma ihtiyacının ne kadar baskın olabileceğini anlayabiliyorum. Bu ihtiyacı fırsat buldukça – fırsata benzer bir şey buldukça – giderme refleksini de anlayabilirim. Ama insanlara dinlemenin de bir ihtiyaç olduğunu anlatmak gerek. En az konuşmak ve anlatmak kadar ihtiyaç. Yeni bir düşünce, yeni bir hikaye dinlemek.. Hayatın tek düze sıkıcı akışını bozmak adına geziyoruz, konserlere gidiyoruz, türlü etkinliklere katılıyoruz. Bunlar muhakkak faydalı ve keyifli. Ama kanaatimce dinlemek en az bu etkinlikler kadar keyifli ve hayatımıza renk katan bir şey. Bu yüzden ‘‘gerçek’’ bir sohbet bulursanız peşini bırakmayın, çok önemli değilse işlerinizi erteleyin ve sohbeti devam ettirin. Hayatımın bu son – çalışma – evresinde bulmakta zorlandığım gerçek sohbetlere bir yerlerde denk gelirsem tüy gibi hafifliyorum.

       Bağlamak gerekirse, her konuşma sohbet değildir. Çocuk değilseniz ‘‘Toplu monolog’’ sizin gelişiminiz için bir şey ifade etmez, sosyalleşmez aksine yalnızlaşırsınız. Eğer çevrenizde konuşma esnasında sizi dinlemeden sadece kendini anlatan, sohbet akışına sürekli zarar veren, konuyla ilgili sorular sormayan, sohbet edemeyen insanlar varsa bu insanlar değişmeden onlardan hiç bir şey alamayacağınızı bilin. Yok kendinize karşı dürüst biriyseniz ve siz de konuşmalarda böyle olduğunuzu kabul ettiyseniz bundan sonra konuşmanın diğer taraflarıyla ve konunun bizzat kendisiyle ilgilenmeyi öğrenmenizi nacizane öneririm. Pişman olmazsınız.

       Pişman etmezsiniz..

 

 

Halat3 (1)



Buralardan Devam Edebilirsiniz




Sosyal - İletişim

Gelmişken buraya da uğrayın derim, kuleden habersiz kalmayın.